Tersine Dön !
Gökhan Gökpınar
Göç verdik vereli büyük şehirlere,
Yük arttı,
Dert arttı,
Nüfus arttı,
Çöp arttı,
Çukur arttı !
Tersine göçü sağlayamadığımız zaman bu dertler büyüdükçe büyüyecek,
Katlanarak hepimizi ezecek !
Tarım bölgelerinden büyükşehirlere gerçekleşen göç,
verimli topraklarımızın işlenmesini, tarımsal faaliyetleri imkansız hale getirdi !
Tersine göçü teşvik ederken, tarımsal faaliyetler teşvik ve finanse edildiği takdirde büyük şehirlerin yükü hafifleyecek,
konut açığı azalacak, işsizlik oranları düşecek, büyük şehirler daha yaşanabilir hale gelecek !
Daha önemlisi ise;
Tarım bölgelerine göçün teşvik edilmesi halinde, üretim artacak ve ülkenin yaş sebze meyve, narenciye, hububat ihtiyacındaki dışa bağımlılığı ortadan kalkacağı gibi,
Devletin sırtındaki işsizlik yükü bir anda üretimden gelen güçle boşalarak rahatlayacak !
Tarımda yüksek teknolojiyle birlikte, verimi yüksek ata tohumlarının teşvikiyle de, zirai ilaçlardan zehirlenmiş tüm ürünlerin, organik bir şekilde dünya pazarlarında Türkiye markası olarak pazarlanması sağlanacak !
Verin tersine göçü,
Destekleyin tarımsal faaliyetleri,
Hayvancılık için teşvikleri arttırın,
Üretim girdi maliyetlerini düşürün,
En büyük sorunlardan birisi olan işçilik sorununu çözün !
Bakın çiftçi topraklarını işletirken bir sürü sıkıntı çekiyor,
Üretim girdi maliyetlerindeki tohum, gübre, mazot, zirai ilaç ve tarım aletlerinin durdurulamayan fiyatlarını aşağı çekin,
Destekleyin tarım kesimini, topraklar bereketiyle ürünleriyle coşsun,
Destekleyin tersine göçü ama;
Üretim girdi maliyetlerindeki yükü çiftçinin sırtından alın,
Büyük şehirlerin de yükü azalsın, ülkenin her karış toprağında üretim olsun, bereket olsun…
Ganimeti Gitti Molozu Üstümüzde !
GÖKHAN GÖKPINAR
Başbaşa kaldık kalalı, ne tozumuz eksik ne de çamurumuz !
Taziye evimiz boşaldı boşalalı kaç ay oldu sahi?
İlk aylar ne ahlar eksik oldu ne de vahlar !
Kaldık mı başbaşa ?
Acımıza, yaramıza tuz basa basa iyileşir mi sahi ?!
Derman ararken düşüyoruz çukurlara, çamurlara…
Düşe kalka, seçim de geliyordu değil mi?
Memleket sevdalıları (!) çıkarlar halkın arasına,
vaatler gırlaaaa…
Sahi, kaç yılda toparlarız sağımızı solumuzu, yuvamızı yatağımızı ?
Çoluk çocuk perişan !
Her sabah okula başı önünde, minicik yüreğinde kocaman dertler, acılar biriktirmiş çocukları hiç izlediniz mi?
Siyasetiniz batsın !
Seçimler yakın, meş’aleleri yakın !
Karanlıkları aydınlatacak mı acaba boş vaatler ?
Yer miyiz yemez miyiz, zaman gösterecek !
Yine yeriz belki, her seçim olduğu gibi…
Enkazların demiri, penceresi, kapısı, bilumum hurdası ganimetti de, molozları yığınla kaldı yerinde !
İşte bizim hayatımız da öyleydi ya, ganimeti alırlar seçimlerde, kalır üstümüzde kuru molozları !
Bugüne kadar yapılmayanı, kaç gün, hafta veya ayda yapacaktın ki?
Enkazların arasında kalmıış onlarca yanmış yüreklere bir damla su veermeyeni de gördü bu memleket,
Ne uğursuzlar, yalancılar, sahtekarlar, tefeciler, kumarbazları yaşadı aramızda yüzsüzce, ahlaksızca…
Biz, biz olur ayağa kalkarız da,
Vururuz bir sille elbet bu ahlaksızıların suratına…